Markaların Sosyal Medya Analizleri – Koton
Sosyal Medya Kampüsü
Ayşenur Kozanoglu Güyük
#SosyalMedyaKampüsü Editör
Marka analizlerinde bu gün ülkemizin önemli tekstil markalarından birini daha inceleyeceğiz. Koton markasını incelerken de sosyal mecraları nasıl doğru kullanabiliriz onlardan bahsedeceğim.
Koton, 1988 yılında İstanbul’da açtığı ilk mağaza ile moda sektöründeki yerini aldı. Türkiye’de sürdürdüğü başarılı çalışmaların ardından 1996’da yurt dışına adım attı. Münih’te açılan ilk mağaza ile sürecek yurt dışı serüveni start almış bulundu. Mağazalarında gezerken dinlediğimiz Koton Radyo ise 2010 yılında yayın hayatına başladı. Son zamanlarda Fahriye Evcen ve Teoman ile reklam çalışmalarına devam edilmekte. Bu iki ismin tarzları ve duruşları çok farklı olmasına rağmen aynı markanın yüzü olmaları, hedef kitlenin ne denli geniş olduğunu da gözler önüne seriyor.
Kendisini moda ve perakende öncüsü olarak tanımlayan markanın kategorileri ise; kadın, erkek, kids, ole, büyük beden, aksesuar, Jean, plaj, kozmetik, party ve iç giyim olarak oldukça zengin. Bu da markanın amaçlarından biri olan sonsuz çeşitliği destekliyor diyebilmemiz için yeterli bir neden.
Günümüzün en önemli pazarlama unsuru olan dijital mecraların kullanımı açısından kısaca bir göz atalım Koton’a…
Öncelikle Facebook kullanımını inceleyelim.
Başarılı bir Facebook sayfasında neler olur ile başlayalım isterseniz. İlk olarak içerisinde link barındıran ve site trafiğine katkı sağlayan içerikler gerekir. Kısa metinler ile görselleri ön planda tuttuğunuz içerikler etkileşim oranını artıracaktır. Bu içerikleri her mecrada amaca uygun bir şekilde gündemi de takip ederek paylaşmalıyız. Bir de doğru etkileşim zamanını tespit edebilirsek başarı bize doğru koşarak gelir. Doğru etkileşim zamanını ise analizlerinize bakarak bulabilirsiniz.
Koton’un Facebook sayfası çok keyifli. Rengarenk, cıvıl cıvıl… Gelmek bilmeyen yaza inat enerji dolu bir sayfa ile karşı karşıyayız. Yaklaşık olarak 1 milyon 400 bin kişi takip ediyor. Son zamanlarda birkaç kere GIF kullanmışlar. Bu zaten cıvıl cıvıl olan sayfanın enerjisini daha da yukarıya çekmiş.
Markamız bir günde 1-3 içerik paylaşmayı uygun bulmuş. Bu da çok içeriktense alakalı içerik fikrimizi destekliyor. Sponsorlu olduğunu düşündüğüm bağlantılar hariç etkileşim oranları da kötünün iyisi noktasında olarak yorumluyorum. Kötünün iyisi diyorum çünkü 1,5 milyonda takipçi ile 500 civarı beğeniyi böyle tanımlıyorum. Sponsorlu olduğunu düşünmemin sebebi de genellikle bağlantıların aldığı beğeni 300-500 kadarken, sponsorlu olduğunu varsaydıklarımda 1,5 milyona yaklaşıyor. Her paylaşımı site trafiğine yönlendirme konusunda oldukça başarılılar. Katalog fotoğrafının altında, hareketli bir bant üzerinde kullanılan her bir ürünü ve fiyatlarını ayrı ayrı görebiliyor, arzu ederseniz satın alabiliyorsunuz. “Yorumlar” kısmına baktığımda, sayfa yöneticisinin yorumlarını görememek hayal kırıklığına uğrattı. Hem de firmaya direkt soru yönelten yorumlar olmasına rağmen…
Marka güçlü kategorileri olmasına karşın kadın dış giyimini çok daha ön planda tutmuş. Bunun nedeni de şu aralar Fahriye Evcen ile yoğun yapılan reklam çalışmaları olsa gerek. Sonuç itibari ile belirli süreli bir reklam anlaşması varken, diğer koleksiyonlarını ikinci plana almada bir sakınca görülmemiş. Paylaşımlarda biraz geriye gidince bu kategorilerde yapılmış paylaşımlar ve stil önerileri gibi içeriklerin varlığı bu fikrimi destekliyor. Erkek kullanıcılar bu durumdan şikayetçi benden söylemesi…
Acaba Instagram’da neler oluyor?
Başarılı bir Instagram hesabı nasıl olur derseniz; öncelikle profilinizde kendinizi kısaca ve doğru tanıtmalısınız. Sayfanıza geldiğinde kullanıcıların göreceği ilk nokta burası olduğundan diğer sosyal medya hesaplarınızı buraya yazmakta fayda var. Instagram fotoğraf paylaşımı amacıyla var olduğu için diğer platformlarda başarılı olmuş görseller burada aynı başarıyı yakalayamayabilir.
Instagram için kullanılacak görsellerin özgün ve dikkat çekici olması önemlidir. Örneğin buram buram reklam kokan görseller yerine, daha kişiselleştirilmiş görseller daha yüksek etkileşim alacaktır. Hashtag kullanmak da başarınızı artırmanızı sağlayacaktır. Hashtag kullanımı sizi takip etmeyen kullanıcılara da ulaşma şansı verir. İtici görünmemek için ise 5 adet ilgili hashtag yeterli olacaktır. Son olarak ise Facebook’ta bahsettiğim gibi doğru zaman ve günlük doğru paylaşım sayınızı tespit ettiğinizde başarı elinizden kurtulamaz.
Koton’un Instagram hesabını, Facebook ile çok paralel olmasına rağmen daha bir sevdim diyebilirim. Benzer düşünceye sahip çok insan var sanırım ki, beğeni etkileşimi burada daha yüksek. 1 milyona yakın takipçi var ve 1 post 2000 ila 5000 civarı beğeni alıyor. Yorumlara dönüş hızı ve başarısı maalesef burada da kötü. Özellikle Instagram hesabından link verilip trafik yaratılamadığı için takipçilerle bire bir ve hızlı kontakların daha da bir önem kazandığı düşüncesindeyim.
Günde 1-2 tane paylaşım yapılmış genellikle. Yeterli de olmuş zaten. Beğeni sayıları malumumuz… Lakin burada da kadın koleksiyonu fazla ön planda. Erkek ve çocuk koleksiyonları için takipte olan kişiler de bundan pek memnun değil zaten. Biraz yorumları karıştırdım oradan biliyorum 🙂
Twitter’da bir şeyler olmuş ama ne?
Twitter hesabınızın başarıya ulaşması için ise, tıpkı Instagram hesabınızdaki gibi profilinizde kısa ve etkili tanıtıcı yazılara yer vermeli ve diğer mecralardaki profillerinizi buraya eklemelisiniz. 140 karakter sınırını az ama etkili cümlelerle avantaja çevirip görseller ve linklerle desteklemeniz gerekir. Bu platformda da içerisinde link barındıran ve site trafiğine katkı sağlayan içerikler gerekli. Gündemi takip ederek, analizlerimizden çıkarılacak sonuçlara göre doğru zamanda doğru miktarda paylaşımları yaparsak bu mecrada da başarı cepte demektir.
Twitter’a pek alışamadım. Belki doğru kişi ve sayfaları takip edemiyorum ya da yeterli ilgiyi göstermiyorum. Aslına bakarsanız Koton markası bu mecrayı da başarılı kullanıyormuş. Ta ki 2017 Şubat’ına kadar. Nedir, nedendir bilmem ama şubatta paylaşımlar durmuş, sonrasında 1-2 klip paylaşılmış, hepsi bu. Takipçi sayısı 100 binden biraz daha fazlaca, etkileşim oranları da düşük. Tüm bunlara rağmen @kotondestek adı altında bir hesap kurup takipçileriyle bire bir muhataplık durumunu burada yakalamışlar. Başarılı fakat beyhude bir girişim olmuş maalesef.
Ben Koton’un bu mecralarında söz sahibi olsaydım…
İlk olarak tüm kategorileri eşit oranlarda paylaşırdım. Çok çeşitli kaynakları var ne de olsa. Hatta cinsiyet kategorisinin altında da Casual, Ofis ve dönem dönem çalıştıkları tasarımcıların oluşturduğu özel koleksiyonlar da vurgulanmalı. Bu derin çeşitlilik kaçınılmadan sergilenmeli.
Yorumlarla iletişim kurmak isteyen takipçilerin talepleri ivedilikle karşılanmalı. Karşılanmalı ki her şeyin müthiş bir hızla aktığı dijital dünyada bu hıza uyum sağlanabilsin. Rekabet fena…
Bir de markamızın dili var tabi ki…
Koton özellikle de bu sezon çok enerjik. Fahriye Evcen ve Nakış teması birleşince inanılmaz keyifli fotoğraf ve klipler ortaya çıkmış ki markanın bunu sık sık paylaşmasından onların da çok keyif aldığını anlayabiliyoruz. Bu kadar eğlenceli ve enerjik bir sezonda da biraz daha muzip, esprili ve eğlenceli yani genç bir dil kullanılabilirdi. Yani bir günlük gazetenin sürmanşeti gibi yazmak sezondaki duruşlarıyla ince bir tezat oluşturuyor sanki.
Klavyeme kuvvet çok konuştum. Şöyle bir toparlarsak, dili biraz gençleştirip, takipçi yorumlarına dönüş yapıp, bir de Twitter’ı hareketlendirdiklerinde muazzamlığa ulaşmış olacaklar diye düşünüyorum. Bu sezon da hakikaten çok güzel bir çizgileri var. Ay gömlek ve pantolon efsane, sepete ekle derken ödememiz alındı…
