“Gör Seni”

10 TEM 19

Uzun bir aradan sonra; merhaba… Baturay’ın son yazısını gördüğümde, dayanamadım aldım kalemi kağıdı elime. Baturay, ‘Kendini Keşfet ve Yen’ demişti; ben eli artırıyorum ve “Gör Seni” diyorum. Evet, kendini gör, kabul et, regüle et, hayal et…”Gör Seni” çünkü aradığın tüm cevaplar senin içinde. Gör seni çünkü, yolunu yalnızca kendi içindeki ışıkla aydınlatabilirsin.

Şu hayatta her birimizin, yaptıklarının veya yapamadıklarının, kendi içimizde bir karşılığı var. Zihin, hiçbir şeyi sebepsiz yaptırmıyor sana. Değerlerin, inançların, duyguların ve hayata verdiğin anlam adımlarını belirliyor. Bunlar da, doğduğun andan itibaren deneyimlediğin olumlu – olumsuz olaylar, ebeveynlerinden veya öğretmenlerinden sürekli duydukların, toplumun kabulleri ya da kabul görmeyenleri ile şekilleniyor. Yani sen, kendini görmediğinde, dolaylı bir esaretin içinde debelenip duruyorsun.

“Gör Seni” Yazımızla Sizinle Keyifli Bir Yolcuğa Çıkmaya Hazır Mısınız?

Nasıl mı oluyor?

İletişimden bir örnekle başlayalım. Etrafında ‘Nerelisin?’ diye soran insanlara tanık oluyorsundur ya da belki bu yüce soruyu soranlardan birisindir. Bir dakika dur ve düşün, sence bazı insanlar için bu soru neden bu kadar önemli? Çünkü; bazı yöre insanları hakkında oluşmuş kalıplaşmış düşünceleri, inançları var. Sen nereli olduğunu söyle ki, senin değerini belirlesin. Sence buna onu yaptıran kendi özgür iradesi mi?

Kendine güvenin mi yok? Kendine güvenen insanlarla aynı anatomik yapıya sahipken, neden onların var da senin yok? Her insanda olan sende nasıl olmayabilir ki? Elbette sende de var. Yalnızca, zamanın bir anında, biri ya da bir olay sana o duygunun varlığını unutturmuş. Kendini gördüğünde, o duygunun aslında sende var olduğunu da yeniden hatırlayacaksın.

Blog takipçilerimizden birinin, topluluk önünde konuşamadığından bahsettiğini hatırlıyorum. Normalde, konuşma yeteneği olan bir insanı, toplum önünde konuşturmayan nedir? Hangi duygu onu engelliyor? Bilinçaltı ne hatırlıyor da onu korumak için konuşturmuyor? Kimdi ona bu duyguyu ilk yaşatan?

Ya da diyelim ki, tüm çocukluğun boyunca ailenden, hep paranın zor kazanılan bir şey olduğunu dinleyerek büyüdün. Muhtemelen, sen bir gün, inancını değiştirmeyi tercih edinceye kadar, parayı hep zor kazanmış olacaksın. Baksana etrafına, hiç mi senden daha kolay para kazanan yok? Nedir onları farklı kılan, sadece şans mı? Halbu ki her insan kendi şansını yaratır demiyor muydu üstad? 🙂

Kendini gör, kabul et, değişime gönüllü ol. Çünkü; dışarısı kuşunu arayan kafeslerle dolu.

Sen kendini görmüyorsan başkası neden görsün?

“Gör Seni”… şimdilik içini göremiyorsan da dışını gör. Geç aynanın karşısına konuş kendinle. ‘Sen kimsin?’ de. Yeteneklerin, inançların, değerlerin nedir diye sor? “Tamam yapamadın da yaptırmayan neydi?” diye sor. Hatırlat aynadaki yansımana, geçmişte neler başardığını.

Kendinin farkında ol. Kendine değer ver, sev, koru… Sana engeller koyan inançlarını önce farket, sonra defet. İnanç güçlüdür bilirim ancak sen daha güçlüsün. Tüm dünya bir olup sana güçlü yanlarını unutturmaya çalışsa da sen kendine her gün hatırlat.

Hayat senin hayatın… Başkalarının yazdığı hikayelerin figüranı olmak yerine, kendi hayatının senaristi, yönetmeni, başrol oyuncusu ol. Hayatının tüm sorumluluğunun sende olduğunu hatırla ve başkalarını asla suçlama.