Mesleklerin Geleceği: Yeni Dünya Yaklaşımı Ve Becerileri

Mesleklerin Geleceği: Yeni Dünya Yaklaşımı Ve Becerileri

Dünya Ekonomik Forumu (WEF), Ekim 2020’de yayınladığı “Mesleklerin Geleceği” başlıklı raporunda 2020-2025 döneminde yoğun otomasyon ve artan teknoloji kullanımının işgücü piyasasında ne kadar sarsıcı bir etki yaratacağını detaylandırdı. Rapor, kısa ve uzun vadeli eğilimlerle değişen ihtiyaçların ve sistem taleplerinin sektörlere nasıl yansıyacağını anlamak, yeni dünyanın mesleklerinin ve becerilerinin neler olduğunu öğrenmek için eşsiz bir kaynakça.

Mesleklerde Geleceğe Dönüş başlıklı yazımızda bu konuya kısa bir giriş yapmıştık. Bu bölümde ise hepimiz için can alıcı soruların cevaplarını arıyoruz…

Çalışma sistemi nasıl bir evrim geçirecek? Teknolojiye nasıl uyum sağlamalıyız? Hangi meslek grupları yükselişte, hangileri düşüşte? Kendinizi ne yönde geliştirmelisiniz?

Piyasalar Teknolojiye Adapte Oluyor

Son birkaç yılda teknolojiyi kullanma oranımızda gözle görülür bir artış oldu. Bulut bilişim, siber güvenlik, robotlar, 3D ve 4D modelleme, nesnelerin interneti, cihazları birbirine bağlayan teknolojiler ve daha niceleri ya hayatımıza girdi ya da isimlerini duyurdu. İş dünyasında bu teknolojilerden hangilerini, nerede ve ne yoğunlukta kullandığımız, bağlı olduğumuz sektöre göre değişkenlik gösteriyor.

Örneğin yapay zekâ, dijital bilgi ve iletişim alanlarındaki yeni teknolojilere en iyi ve yaygın şekilde uyum sağlayan sektörlerin başında finans hizmetleri, sağlık hizmetleri ve ulaşım geliyor.

Madencilik ve metalürji sektörleri büyük veriyi, nesnelerin internetini ve insansı olmayan robotları güçlü bir şekilde benimserken, kamu sektörleri ağırlıkla şifrelemeye odaklanıyor.

Bulut bilişim, büyük veri ve e-ticaret ise hepimizin kesişme kümeleri. 

“Tüm bunlar da nedir?” diyorsanız, düzenli olarak yayınladığımız blog sayfamıza muhakkak göz atmanızı öneririz. Her birini ve daha fazlasını güncel bilgiler ışığında derleyerek paylaşıyoruz.😇

Parlayan Meslek Grupları

Her endüstri devriminde olduğu gibi Endüstri 4.0’da da bazı meslekler ve beceriler ya dönüşecek ya da yerlerini yenilerine bırakacak. Adı üzerinde: Devrim! Mesleklerin geleceği de böyle şekilleniyor.

Bilgi çağında bu dönüşüm, sert, hızlı ve kontrollü gerçekleşecek. Rapora göre yeni teknolojiler bir yandan büyümeyi yönlendiriyor, diğer yandan endüstriler arası yeni iş rollerine ve becerilerine olan talebi dengeleyecek şekilde ayarlanıyor. Daha az insan, daha çok teknoloji ve daha yüksek becerili çalışanlar. Haliyle bazı meslek grupları daha az rağbet görüp, hızla yok olma yoluna giriyor. Bazı diğer gruplar da sahneye çıkarak parlamaya hazırlanıyor. Kimileri işsiz kalacak, kimileriyse yeni fırsatların rüzgarına kapılacak.

(Kaynak: Future Of Jobs 2020)

Bazı mesleklere talebin azalması, işgücü piyasasında kesinti ve yeniden yapılanma anlamına geliyor. İşverenler; otomasyonu arttırma, daha köklü teknoloji entegrasyonu ve dışarıdan uzman hizmetleri alımına yöneliyor. Bunun doğal bir sonucu olarak da bazı meslek grupları ve beceriler işlevsiz kalıyor. Yani yukarıdaki tabloda gördüğünüz kalifikasyon gerektirmeyen ve/veya teknoloji ile çözümlenebilecek tüm meslek grupları aslında mesleklerin geleceği konusunun dışında kalıyor.

2025’e gelindiğinde işlerin makineler ve insanlar arasında yarı yarıya paylaşılacağı öngörülüyor. Bilgi ve veri işleme, idari işlerin bir kısmı ve el emeği yoğunluklu bazı geleneksel işler tamamen algoritmalara ve makinelere atanacak. Yönetim, danışmanlık, karar mekanizmaları, mantık, iletişim ve etkileşim gibi bazı alanlar ise avantajlı pozisyonunu korumaya devam edecek.

Araştırmada öne çıkan diğer bir detay ise giderek daha stratejik hale gelen iş rollerinin endüstriler arasında benzerlik gösteriyor olması. Anketin 2018 versiyonuna benzer şekilde veri analizi ve bilimi, yapay zekâ, robotik mühendisliği, yazılım ve uygulama geliştirme ve dijital dönüşüm uzmanlığı gibi işler hala baş tacı. Süreç otomasyonu uzmanlığı, bilgi güvenliği analizi ve nesnelerin interneti gibi alanlar ise gelişmekte olan uzmanlıklar ve işverenler tarafından bir hayli talep görüyor.

Mesleklerin Geleceği Dahilinde Uzmanlık Alanları ve Kazanmanız Gereken Beceriler

Bu yazıyı okurken, tüm kariyerinizi kaybolmakta olan bir mesleğe yönelik inşa ettiğinizi düşünmeye başladıysanız, paniğe kapılmayın. Akılcı bir manevra ile kendinizi talep gören çalışanlar arasına taşıyabilirsiniz. Bunun için eksiklerinizi saptamanız, ilgili eğitimlere katılmanız ve kendinizi geliştirerek yeni çağa uyumlamanız yeterli. Önemli olan, kendinizi doğru konumlandırmanız ve hangi alanda, hangi becerileri kazanmanız gerektiğini öğrenmeniz.  

Text Description automatically generated

Rapor, 2016 edisyonu itibariyle talebi artan beceri eğilimlerini takip etmiş. İşverenlerin 2025’e kadar ön plana çıkacağını düşündüğü en önemli beceri grupları arasında analitik düşünme ve problem çözme, listenin başlarında ve istisnasız her sektör için önemli. Aktif öğrenme, dayanıklılık, stres toleransı ve esneklik ise talep artışı kaydeden öz yönetim becerilerinden.

Bunların yanı sıra bir de “kesişen” uzmanlık becerileri var. Gelişmekte olan meslek kümelerinde ortak talep gören bu becerileri aşağıdaki tabloda görebilirsiniz. 

“Mesleklerin Geleceği” verilerine göre iş liderlerinin % 94’ü, çalışanların işlerinde yeni beceriler kazanmasını beklediklerini bildirmiş. Yani istihdam şansı, güçlü teknoloji ve veri bilimine dayalı becerilere bağlı. Kendinizi hızla güncellemeniz gerekiyor! WEF Raporu 15 endüstriyi etraflıca ele almış ancak genel bir özet yapmamız gerekirse odaklanmanız gereken becerileri 3 grup ekseninde toplayabiliriz.  

İş Dünyası:

Bu alandaki beceriler, bir işletmenin günlük işleyişine odaklanıyor.

  • Muhasebe (Denetim, Finansal Muhasebe),
  • İletişim (Kişisel Beceriler, Yazma Yeteneği),
  • Finans (Blockchain),
  • Yönetim (İnsan Yönetimi, İş Analitiği),
  • Pazarlama (Dijital Pazarlama, Ürün Yerleştirme),
  • Satış (Çapraz Satış, Satış Potansiyeli Yaratma)

Teknoloji:

Bilgisayar sistemleri ve yazılımlarının oluşturulması, sürdürülmesi ve ölçeklendirilmesine odaklanıyor.

  • Bilgisayar Ağı (Bulut Bilişim, Nesnelerin İnterneti),
  • Veri Tabanı (İlişkisel Veritabanı, Anahtar Değer Veritabanı),
  • İnsan-Bilgisayar Etkileşimi (Grafik Tasarım, Kullanıcı Deneyimi Tasarımı),
  • İşletim Sistemleri (Mobil Aplikasyon Geliştirme, C Program Dili),
  • Güvenlik Mühendisliği (Siber Güvenlik, Kriptografi),
  • Yazılım Mühendisliği (Web Geliştirme, Yazılım Geliştirme)

Veri Bilimi:

Bu alanda öne çıkan beceriler, karar almak ve/veya ürün ve hizmetleri güçlendirmek için bir işletme içinde üretilen verileri yakalama ve kullanmaya odaklanıyor.

  • Veri Yönetimi (Bulut APIs, Hadoop),
  • Veri Görselleştirme (Tablo, Veri Çizme),
  • Makina Öğrenimi (Çoklu Görev Öğrenimi, Derin Öğrenme),
  • Matematik (Hesap, Lineer Cebir),
  • İstatistiksel Programlama (R, Python),
  • İstatistik (Regresyon, AB Testi)

İnsan Kaynakları Mı? Potansiyel Yönetimi Mi?

Bugün iş gücü piyasalarının karşı karşıya olduğu zorluklar önemli olmakla birlikte üstesinden gelinmez değil. “Kamu ve özel sektör, ekonomileri ve toplumları daha büyük refaha yönlendirmek için insan yeteneklerinin ve potansiyelinin yanlış tahsis edilmesine ve israfına yol açan faktörleri ortaklaşa ele almalı.

İnsan sermayesi, ekonomilerin ve şirketlerin hala en değerli varlıklarından biri. Becerileri, tecrübesi ve potansiyel yetenekleri göz önünde bulundurularak, insan sermayesinin üretkenliğinin önü açılmalı. Yeni teknolojiler kadar insan potansiyeli de ekonomik büyümenin odak noktasında tutulmalı.

Liderler yarının dünyası şekillenirken veri bilimi ve teknolojiye yatırım yapmanın yeterli olmadığını görebiliyor. Bu sayede bireylerin beceri ve kapasitelerini ortaya çıkartacak yaratıcı sistemler geliştirme ve çalışanları eğiterek iş gücünü yeniden yapılandırma yolunu seçmenin de önü açılıyor.

Yeni dünyada kendisine bir yer edinmek isteyen her iş lideri, çalışanlarının toplumsal konumu, ırkı, cinsiyeti gibi özelliklerinden dolayı yeteneklerini göz ardı etmekten ziyade tamamen liyakat temelinde başarılı olmalarını sağlayan politika ve uygulamalar geliştirmeli.

Sosyal dayanıklılık endeksine göre, COVID-19’un istihdam artışı üzerindeki tahmini etkisine bakıldığında Türkiye ne yazık ki OECD ülkeleri arasında işgücü piyasasında en yüksek bozulmayı yaşayacak, sosyal dayanıklılığı en düşük ülke olarak görünüyor. Tablo her ne kadar bizler için oldukça karanlık görünse de yetişmiş iş gücüne ve hala canla başla çalışan donanımlı ve genç bir nüfusa sahibiz.

Dünyayı yakalamanın önce kendimize, sonra da ülkemiz ve gelecek nesillerimize karşı bir sorumluluk olduğunu ortada. Zira daha alacak çok yolumuz ve Toplum 5.0’ın keyfini sürmek için pek çok alanda dünyaya sunmamız gereken katkılar var.

0 Paylaşımlar

SİZ DE YORUM YAPIN!

YORUMLAR (0)