Tasarım Odaklı Düşünme / Design Thinking

Tasarım Odaklı Düşünme / Design Thinking

Bu yazımda sizlere uzun bir süredir eğitimini aldığım, daha çok UX alanında araştırma yapanların veya çalışanların karşılaştığı bir kavram olan, ancak bundan çok daha fazlasını içeren; Apple, Google, Samsung gibi büyük şirketlerin kullandığı, hayatın her alanındaki süreç ve ürünlere uygulayabileceğiniz bir yaklaşım olan Design Thinking’ten bahsedeceğim.

Gelin kavramlara ve sürecin nasıl işlediğine birlikte bakalım;

Design Thinking Nedir?

Karşılaştığımız sorunların çoğunun dinamik, çok yönlü ve doğası gereği insan olduğu, birbiri ile ilişkili sistemler dünyasında yaşıyor ve çalışıyoruz. İşletmeler, hükümet, eğitim ve sosyal kuruluşlar tarafından sorulan bazı büyük soruları düşünün:

  • Teknoloji ve küreselleşmeyi içeren günümüzün yıkıcı güçlerini nasıl kullanacağız?
  • Hızlı değişime tepki olarak nasıl büyüyüp gelişeceğiz?
  • Büyük sistemleri aynı anda değiştirirken bireyleri nasıl etkili bir şekilde destekleyebiliriz?

Design Thinking yaklaşımı, bu ve bunun gibi büyük soruları ele almak için bir yaklaşım olarak karşımıza çıkar.

Design Thinking yaklaşımının mimarlarından biri olan IDEO firmasının CEO’su Tim Brown bu yaklaşımı en kapsayıcı şekilde aşağıdaki gibi açıklar;

“Design Thinking; iş başarısı için gereksinimleri, teknolojinin imkanlarını ve insanların ihtiyaçlarını birleştirmek için tasarımıncının yöntemlerinden yararlanan inovasyonu yaratma amacıyla kullanılan, insan merkezli bir yaklaşımdır”

Bu yaklaşım temelde, bir problemin bilinen yönlerini değerlendirmeyi ve bir problemin koşullarına katkıda bulunan daha belirsiz veya çevresel faktörleri belirlemeyi içeren bir metodolojidir. Bilginin sürekli sorgulandığı, ilk andaki yaklaşımımızla göremeyeceğimiz alternatif stratejileri ve çözümleri belirleme girişiminde, bir problemi yeniden tanımlamamıza yardımcı olabilen iteratif (tekrarlayan) bir süreçtir. Tek bir tanımı yoktur. Sorunları insan merkezli yollarla çözmek için gereken işbirliğini destekleyen hem zihniyet hem de tasarıma dayalı faaliyetler dizisidir.

Tasarımcı gibi düşünmek, kuruluşların ürün, hizmet, süreç ve strateji geliştirme biçimini değiştirebilir. Bu yaklaşım, insan bakış açısından arzu edileni (desirability), teknolojik olarak uygulanabilir (feasibilty) ve ekonomik olarak uygun olanla (viability) bir araya getirir. Ayrıca, tasarımcı olarak eğitilmemiş kişilerin çeşitli zorlukları çözmek için yaratıcı araçlar kullanmasına izin verir.

Tasarım düşüncesi, işbirliğini geliştirmek ve sorunları insan merkezli bir şekilde çözmek için yaratıcı aktiviteler kullanır. Açık ve meraklı kalmak, hiçbir şey varsaymamak ve belirsizliği bir fırsat olarak görmek amacıyla adeta bir “yeni başlayanın zihni” benimsenir.

Bir tasarımcı gibi düşünmek; vahşi fikirleri hayal etmeyi, tamir etmeye ve test etmeye zaman ayırmayı, erken ve sık sık başarısız olmaya istekli olmayı gerektirir. Tasarımcının zihniyeti empati, iyimserlik, yineleme, yaratıcılık ve belirsizliği kucaklar.

En önemlisi de, tasarım düşüncesi insanları her sürecin merkezinde tutar. İnsan merkezli bir tasarımcı, tasarladığınız insanlara odaklandığınız sürece ve doğrudan onları dinlediğiniz sürece ihtiyaçlarını karşılayan en uygun çözümlere ulaşabileceğinizi bilir.

Nasıl Uygulanır?

Design Thinking yaklaşımı sürdürülebilir olmalıdır. Bu yüzden bir kaç eğitim/workshop sonrasında bu yaklaşımı gerçek projelerde uygulamak faydalı olabilir. Daha da güzeli, bu uygulamalar başlangıçta büyük ölçekli ve ciddi projeler üzerinden olmak zorunda değildir.

Design Thinking yaklaşımı için çeşitli kaynaklarda çeşitli süreçler ve adımlar sıralanmaktadır. Ancak yaklaşım temelde design thinking düşüncesini anlamakla başlar. Bunun için farkında olmak, yeni süreçler denemek ve farklı bir bakış açısına sahip olmak önemlidir. Bunu geliştirme yöntemleri ise aşağıdaki gibidir:

1. Gözlem: Gözlerinizle dinleyin.

( Observe-mindset: Listen with your eyes.) Tasarım yapılacak süreç veya ürünle ilgili gözlem yapmayı içerir. Gözlem yapılırken özellikle; insanların hareketlerini uyandıran veya onların önemsedikleri şeylerin neler olduğunu keşfetmeye yönelik olmasına, beden diline dikkat edilmesine ve beklenmedik şeylere odaklanılmasına dikkat edilmelidir.

2. Uç Kullanıcılardan Öğrenme: Kapsayıcı olun.

(Learning from extremes-mindset: stretch.) Tasarım yapılacak süreç veya ürünle ilgili uç kullanıcılara yönelik tasarlanacak bir düşünce aslında herkesi kapsayacaktır. Bu nedenle tasarlanması planan şey ile ilgili uç kullanıcıları düşünmek oldukça yararlıdır.

3. Görüşme: Derinlemesine inin.

(Interviewing-mindset: deepen.) Tasarım yapılacak süreç veya ürünle ilgili görüşme yapılacak kişiye açık uçlu sorular sormak, bir uygulamayı vs. nasıl kullandığını size göstermesini istemek, görüşme yapılan kişiyi gerçek anlamda tanımaya çalışmak ve yargılamayan bir merakla soru sormak görüşmenin ana amacına ulaşmasını sağlayacaktır.

4. Empati:

(Empathy-mindset: sense.) Tasarım yapılacak süreç veya ürünle ilgili empati deneyimi yaşamayı içerir. Bunun için bakış açınızı değiştirmeniz, kendinizi sınırlamanız ve benzer bir deneyimi oluşturmanız gerekmektedir.

5. İçgörüleri Paylaşma: Bilgilendirin, ilham verin ve akılda kalın.

(Sharing insights-mindset: Inform, inspire and memorable.) Tüm bu yaklaşımların sonucunda tasarım yapılacak süreç veya ürünle ilgili bir içgörü oluşturmanız gerekmektedir. Yaratıcı bir içgörü oluşturabilmeniz için; bilgilendirici, ilham verici ve akılda kalıcı olması gerekir. İçgörüler, yaratıcı fikirleri besler.

6. Fikirlerden Harekete Geçme:

(From ideas to action: mindset: be playful.) Divergent Thinking yani ıraksama düşüncesi ile olabildiğince tüm fikirler, en uzak ihtimalin olduğu durumlar ele alınmaktadır. Burada kullanılabilecek yöntemler; uyarlama (mash-up),  beyin fırtınası (brainstorming), vb.’dir. Bulduğumuz tüm fikirlerden “hangisi ile işe başlamalıyım?” noktasında ise Convergent Thinking yani yakınsama düşüncesi karşımıza çıkar. Tüm fikirler önce oylanır, sonra kümelenir, grup içerisinde tartışılır ve karar verilir.

7. Hızlı Prototipleme: (Rapid prototyping-mindset: build to think.) Prototiplemenin 3 adımı vardır; yap (build), paylaş (share) ve yansıt (reflect). Prototipler; fiziksel, dijital veya deneyimsel olarak tasarlanabilmektedir.

Bu aşamalardan sonrası ise uygulama kısmına geçer. Uygulanan ürün veya süreç için bir hikaye anlatımı yapılmalı, sonra bu pilot bir uygulama ile son kullanıcıda test edilmeli ve son olarak da iş modeline dönüştürülmelidir.

Süreçteki birbirini gösteren dalgalar ise iterasyonları (geri dönüşleri) gösterir. Design thinking yaklaşımının her aşamasında iterasyonlara göre kendini tekrar etme mümkündür ve olması gerekir.

Bonus 🙂

Son olarak benim de yeni bitirdiğim bir kitabı sizinle paylaşmak istedim. IDEO ve Standford Tasarım Okulu’nun kurucusu David Kelly ve kardeşi Tom Kelly tarafından yazılan “Creative Confidence/Yaratıcı Özgüven”, her insanın içindeki yaratıcılığı açığa çıkarmanın bir yolu olduğunu savunan, ilham verici anlatım tarzıyla birçok bireyi içine alabilecek bir kaynak. Taptaze bakış açıları edinmek isteyenlere duyurulur.

5 Paylaşımlar

SİZ DE YORUM YAPIN!

YORUMLAR (1)

YAŞAR TÜZEL

27 Feb 20

Faydalı bir paylaşım olmuş, elinize sağlık